//Türklerde Kına Geleneği

Türklerde Kına Geleneği

Gelecek zaman ünitesinde yer alan “Kına Gecesi” adlı videoda Türklerde kına geleneği ve kına gecesi ritüellerine yer verdik.

Arapça “hına” sözcüğünden gelen kına, kına ağacının yapraklarının kurutulup toz haline getirilmiş halidir. Toz halindeki kınaya su eklenerek yumuşak bir hamur kıvamında hazırlanır. Bazı yerlerde içine zeytinyağı ve demlenmiş çay da eklenir. Uygulandığı yere kızıl renk veren ve şifalı olduğuna inanılan kına genelde el, parmak ve saça uygulanır. Türkiye’de kınanın Hint kınası gibi vücuda desen verme amaçlı kullanımı yaygın değildir.

Türk Kültüründe Kına

Kaynaklara bakıldığında Türklerde kurban bayramı ile  kına yakma geleneğinin aynı hikayeye dayandığını görmekteyiz.

İbrahim Peygamber’in oğlu İsmail’i Allah’a kurban edeceği sırada, Allah tarafından İsmail’in yerine kınalı bir koç gönderilir ve bu kınalı koçun kurban edilmesini ister. Hazreti İbrahim oğlunu kurban için süslediği gibi gelen koçun da süslenmiş, boyanmış olmasından dolayı kurbanlıkların süslenmesi ve başlarına kırmızı boya sürülmesi gelenek haline gelmiştir.

Türk inanç sisteminde kına adanmış olmanın işareti olarak görülür. ve bu nedenle Türk kültüründe kına üç şey için yakılır.

  1. Kurban edilecek hayvana (Allah’a adandığı için)
  2. Asker adaylarına (kendilerini vatanlarına adamaları için)
  3. Evliliğe aday gençlere (kendilerini ailelerine adamaları için)

Günümüzde kurbanlık hayvanlara kına yakılması çok fazla devam ettirilmese de asker adaylarına ve kına gecelerinde kına yakılması devam ettirilen bir gelenektir.

Kına Geceleri

Türklerde kına gecesi sadece gelinler için ve düğünden genellikle bir iki gün önce yapılır. Bölgesel olarak küçük farklılıklar gösterse de kına geceleri genelde benzer biçimde kutlanır. Kına gecesi yapmak bir zorunluluk değildir tabii ki; ancak geleneksel bir ritüel olduğu için birçok gelin için evlenmeden önce kına gecesi yapılır.

Kına Gecesi Gelenekleri:

– Kına gecesinden önce birtakım hazırlıklar yapılır. Kına alınır ve misafirlere verilmek üzere küçük, renkli keselere konur. Mumlar, mendilller vb. malzemeler, misafirlere ikram edilecek çerez ve içecek gibi ikramlar hazırlanılır.

Kına geceleri hem mutluluğu hem de hüznü içinde barındıran bir seremonidir. Gelin evlenmeden önce ailesi, arkadaş ve yakınlarıyla bir araya gelip eğlendiği için mutlu; ancak ailesinden ve evinden ayrıldığı için hüzünlüdür.

Geleneksel kına gecesi gelinin ailesinin ya da yakınlarından birinin evinde ya da bahçesinde yapılır. Kına gecesine sadece kadınlar davet edilir. Düğüne davet edilen herkes kına gecesine davet edilmez. Daha çok gelinin yakın kız arkadaşları, akrabaları ve damadın ailesindeki bazı kadın akrabalar davet edilir. Son yıllarda düğün gibi büyük salonlarda daha kalabalık gruplarla kına geceleri yapanlar olsa da geleneksel olanı evde olandır.

Geleneksel Kıyafet “Bindallı”

Gelinlerin kına gecesinde giydikleri elbiseye “bindallı” adı  verilir. Kına gecesinde gelinin bindallı giymesi bir gelenektir. En çok kırmızı rengi tercih edilen bindallının farklı renkte olanları da vardır. Genelde iki parçadan oluşan bu elbisenin üste giyilen kısmı işlemelidir. Bazı gelinler bindallıyı tamamlayan taç vb. bazı saç aksesuarları da kullanırlar.

Kına Yakma Ritüeli

Misafirler geldikten sonra gelin salonun ortasına bir sandalyeye oturtulur ve başına kırmızı bir örtü örtülür. Gelinin arkadaş ve yakınları da ellerine mum tabağı alarak sıraya girerler. Gelinin kız kardeşi ya da en yakın arkadaşı kına tepsisi ile en önde yer alır. Daha sonra ışıklar kapatılır ve geleneksel kına türküleri eşliğinde kızlar, önde kına taşıyanı takip ederek salona girerler ve gelinin etrafında bir çember oluştururlar.

Kına gecelerinin en vazgeçilmez ritüeli kına yakılacağı sırada  “Yüksek Yüksek Tepeler” adlı halk türküsünün söylenmesidir. Bu türküyü herkes bilir ve her kına gecesinde söylenir. Anne ve kızın ayrılışını anlatan bu türkü oldukça duygusal olduğundan kına gecelerinde bu türkü söylendiği sırada gelin ve annesi ağlayabilir.

   Daha sonra kına yakma seremonisine geçilir. Bu seremonide kına taşıyan kişi gelinin yanına oturur ve kına yakacak kişi çağırılır. Kınayı ailede yaşca büyük kadınlardan biri ya da gelinin kayınvalisi yakar. Kına yakılırken kayınvalidenin gelinin avucuna altın koyması bir gelenektir. Videoda da izlediğiniz gibi biri “Gelin elini açmıyor.” diyerek kayınvalidiye bunu hatırlatır.

Kına yakacak kişi tepside hazırlanmış kınadan bir miktar alır ve altınla birlikte gelinin avucunun ortasına koyar. Daha sonra kınanın üstü dekoratif bir mendil ya da kumaşla kapatılır, çünkü kınanın renginin çıkması için bir müddet beklemek gereklidir. Genellikle gecenin sonuna kadar kına gelinin avcunda kalır ve gecenin sonunda ya da sabah kına suyla yıkanır. Kına ne kadar çok kalırsa rengi o kadar koyu olur. Kına yakma işlemi bittikten sonra damat çağırılır. Videoda da izlediğiniz gibi damat gelinin kırmızı duvağını açarak gelini tebrik eder ve daha sonra karşılıklı oynarlar. Damat sadece bu süre içinde kına gecesinde bulunur ve daha sonra genellikle ayrılır.

Bazı kına gecelerinde geline birlikte damada da kına yakılır. Anadolu’da bazı yerlerde gelinin kınasından erkek evine de gönderilir ve erkeğin serçe parmağına kına yakılır. Bazı yerlerde de gelin ve damada aynı anda kına yakılır. Türkiye’de damada kına yakılması yöresel farklılık göstermektedir.

Gelinin kınası yakıldıktan sonra küçük keselerde hazırlanmış kınalar gelen misafirlere dağıtılır. Kına gecelerinde çok fazla ikram olmaz. Kınanın dağıtılmasından sonra misafirlere genellikle kuruyemiş ve içecek vb. ikramlar yapılır.

Danslar ve Halay

Gelin ve damat kına gecesinde düğünde olduğu gibi dans etmezler. Geleneksel müzik eşiliğnde karşılıklı oynarlar. Damat ayrıldıktan sonra kına gecesi geleneksel danslarla devam eder. Türk geleneksel danslarının başında yer alan “halay”; nişan, düğün, kına gecesi vb. kutlamaların vazgeçilmez dansıdır. Videoda da izlediğiniz gibi halayda, herkes el ele tutuşup daire biçiminde aynı figürleri yaparak dans eder. Türkiye’de halay her bölgede farklı bir müzik eşliğinde, farklı figürlerle yapılabilir. Her bölgede el tutma şekli bile farklı olabilmektedir. Özellikle Karadeniz, Trakya, Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da diğer bölgelere göre farklı halay türleri vardır. Videodaki halay, son zamanlarda Türkiye’de çok popüler olan Trakya bölgesinin “Damat Halayı”dır.

Kına geceleri gece geç saatlere kadar sürmez. Genelde danslardan sonra biter; çünkü gelinin çok yorulmaması ve düğün için hazırlanması gerekir. Türkiye’de çoğu yerde düğün öncesinde damatlar için özel bir kutlama yapılmaz. Bazı yerlerde aynı gece damatların da, arkadaşları ve kendi yakınlarıyla “bekarlığa veda” tarzında bir kutlama yaptıkları görülmektedir; ancak bu geleneksel bir ritüel değildir.

Yararlanılan kaynaklar:

http://turkoloji.cu.edu.tr/HALK%20EDEBIYATI/mehmet_yardimci_geleneksel_kultur_asiklar_kina.pdf

http://www.millifolklor.com/PdfViewer.aspx?Sayi=112&Sayfa=7

Ayşin Önder

Her hakkı saklıdır.

Yazının bir kısmı ya da tamamı kaynak gösterilmeden kopyalanamaz.

2017-12-17T20:45:18+03:00 17 Aralık 2017|

Leave A Comment