5.ünitede yer alan “Dedikodu” adlı videoda belirsiz geçmiş zaman kullanımını örneklemeye çalıştık.
Türkçede belirsiz geçmiş zaman olarak adladırılan kipin kullanımı yabancıların Türkçe öğrenirken en çok zorlandıkları konulardan biri olarak karşımıza çıkar.
Dilbilgisel olarak -DI ekiyle çekimlenen geçmiş zaman kipleri için “belirli”, “-di’li” ya da “görülen/tanık olunan” geçmiş zaman; -mIş ekiyle çekimlenenler içinse “belirsiz”, “-miş’li” ya da “duyulan, tanık olunmayan” geçmiş zaman terimleri kullanılmaktadır. Bu yazıda kavram karışıklığı olmaması adına bu kipler için “belirli” ve “belirsiz” terimlerini kullanacağım..
Türkçede geçmiş zaman öğretimine belirli geçmiş zamanla başlanır. Öğrenciler bu kipi geçmişte yaşanan, tanık olunan olay ya da durumların anlatımında kullanmayı öğrenirler; ancak belirsiz geçmiş zaman kipini öğrenmeye başladıklarında her iki kipin kullanımını ayırt etmekte zorlanabilirler, ki bu çok normal ve sık karşılaşılan bir durumdur.
Bunun en yaygın nedeni öğrencilerin belirsiz geçmiş zaman yapısının karşılığını kendi anadillerinde bulamamalarıdır.
Anadille bağlantı kurma, ikinci dil öğrenicilerin dil öğrenme sürecinde en çok başvurdukları yöntemlerden biridir. Dilbilimde davranış psikolojisine dayanan kuramlara göre bireyin ikinci dil öğrenirken geliştirdiği davranışlar, anadilde önceden edinilmiş davranışlardan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle birey, ikinci dilin yapılarını ister istemez anadilindeki yapılarla karşılaştırarak öğrenmeye çalışma eğilimindedir. İkinci dil ile anadil arasındaki benzerlikler ikinci dilin daha kolay öğrenilmesine; farklılıklar ise öğrenme güçlüklerine neden olabilmektedir. 1
Türkçe öğrenen bireylerin geçmiş zaman yapılarını öğrenirken benzer bir durumla karştıklarını söyleyebiliriz. Anadillerinde benzer bir kullanım olmaması öğrenicilerin belirli geçmiş zaman yapısını öğrenirken güçlük çekmelerine neden olabilmektedir.
Gördün mü? Duydun mu?
Deneyimlerime dayanarak şunu söyleyebilirim ki, geçmiş zaman yapılarının öğrenimi ve öğretimiyle ilgili çekilen güçlük yapısal olarak değil, bağlamsal olarak karşımıza çıkmaktadır. Öğrenciler genellikle her iki geçmiş zaman yapısını öğrendikten sonra bağlamları ayırmada güçlük çektikleri için hata yapmaktadırlar.
Aslında her iki kip arasındaki en temel ayırım, kiplerin adından da anlaşılacağı gibi tanık olunan ya da başka bir kaynaktan duyulan olayların aktarımına dayanır.
Bu konunun daha iyi kavranması için belirsiz geçmiş zamanın hangi bağlamlarda kullanıldığının öğrenilmesi yararlı olacaktır. Her iki geçmiş zamanın kullanıldığı bağlamlara bakarsak şöyle özetleyebiliriz.
Belirli geçmiş zaman bağlamı:
* Bir şey oldu, ben gördüm ya da tanık oldum. Şimdi anlatıyorum.
Bu kip daha önce de öğrendiğiniz gibi öznenin yaptığı ya da tanık olduğu eylemler için kullanılır. Bu kiple yapılan anlatımlarda kesinlik anlamı olduğundan dinleyen kişi de eylemin gerçekleştiğine inanır.
* Belirsiz geçmiş zaman bağlamları:
- Bir şey oldu, görmedim, orada değildim. Başkasından (başka bir kaynaktan) duydum ve şimdi aktarıyorum.
- Bir şey oldu ya da ben bir şey yaptım ama hatırlamıyorum, bilinçli olarak yapmadım. Sonradan fark ettim.
- Masal ya da fıkra anlatıyorum.
Bu bağlamlara bakarak belirsiz geçmiş zamanın temelde öznenin tanık olmadığı ya da farkında olmadığı durumlar için kullanıldığını söyleyebiliriz. İşte bu nedenle “dedikodu” diyalogları belirsiz geçmiş zamanı en iyi örnekleyen bağlamlardan biridir. İzlediğiniz videoda da oyuncuların diyalog boyunca belirsiz geçmiş zaman kullanarak konuştuklarını görüyorsunuz.
Kim Ne Yapmış?
Türkçede “dedikodu” sözcüğü “demek” ve “koymak (eklemek)” fiillerinin birleşiminden oluşmaktadır. Yani bu sözcük, bir kişi birine bir şey söyler, söylediği kişi de üzerine bir şey ekleyip başkasına söyler anlamına gelmektedir.
Dedikodularda tanık olunmayan olay ya da durumların kulaktan kulağa aktarılması söz konusu olduğundan bu diyaloglarda özellikle belirsiz geçmiş zaman kullanılır. Böylelikle bu söylemlerde anlatan da, aktaran da anlatılanların duyumlara dayandığını ve gerçek olmama olasılığını bilir.
(Murat’la Gamze ayrılıyorlarmış, Onlar bu ev için çok para harcamışlar,…)
Eğer aynı aktarım belirli geçmiş zamanla yapılırsa, dinleyen kişinin algısı değişir ve anlatılanların gerçek olduğuna ve anlatan kişinin de bu olaya tanık olduğuna inanır. Gördüğünüz gibi bu iki kipin kullanımı algıda önemli bir fark yaratmaktadır ve bu nedenle kipleri doğru bağlamda kullanmak iletişimsel açıdan önemlidir.
Masal, fıkra ya da mitolojik hikaye gibi anlatılarda da belirsiz geçmiş zaman kullanımı yaygındır. Bu kipin özellikle masal türünde kullanılması, masalda anlatılanların gerçek olmadığının ve belirsiz bir zamanda gerçekleştiğinin göstergesidir aslında. Geleneksel Türk masalları “Bir varmış, bir yokmuş” sözüyle başlar ve masalın anlatımı aynı kiple devam eder.
(Bir varmış, bir yokmuş. Çok güzel bir prenses varmış,…)
Fıkra ve mitolojik hikayelerin anlatımında ise sadece duyulan geçmiş zaman değil, geniş zaman da kullanılmaktadır. (Hoca bir gün komşusuna gider, Mecnun aşkından çöllere düşer,...)
Diğer bir bağlam da farkında olmadan yaşanan durum ve olayların aktarımıdır. Örneğin “Çok büyümüşsün.” cümlesinde öznenin gerçekleşen eylemi sonradan fark ettiğini; “Bu soruyu yanlış yapmışım.” cümlesinde ise öznenin eylemi bilinçli olarak yapmadığını yine sonradan fark ettiğini anlıyoruz.
Bu kipin öğrenimini kolaylaştıracak en etkin çalışmaların, bağlama uygun metinlerle yapılacak çalışmalar olduğunu düşünüyorum. Tabii ki öğrendikten sonra pratikte de kullanmaya başlamak en ideal olanıdır. İlk kullanımlarda yanlış yapılması çok doğaldır. Öğrencilerin bir kısmı yanlış yapmamak adına zor buldukları yapıları kullanmamayı tercih etmektedirler. Denemeye çalışıp yanlış yapmanın, hiç denememekten daha öğretici olduğuna inanıyorum. Hiç hata yapmadan dil öğrenmenin mümkün olmadığını düşünerek, öğrendiğiniz her yeni yapıyı, en kısa sürede günlük yaşamınızda kullanmaya çalışmanızı öneririm.
“Ne kadar hata yaptığınız ya da ne kadar yavaş ilerleme kaydettiğiniz önemli değil, hala denemeyen herkesin önündesiniz.” Tony Robbins
Kolay gelsin!
Ayşin Önder
Her hakkı saklıdır.
Yazının bir kısmı ya da tamamı kaynak gösterilmeden kopyalanamaz.
Yararlanılan kaynaklar
http://dergipark.gov.tr/download/article-file/50028
http://www.tdk.gov.tr/images/css/TDD/2005s646/2005_646_12_D_ZENGIN.pdf
Leave A Comment