A2 kitabının 3. ünitesinde yer alan “Kahve Falı” adlı videoda geleneksel kahve falı inancına yer verirken gelecek zamanın günlük dilde kullanımını öne çıkarmaya çalıştık.
Konuşma Dilinde Gelecek Zaman
Türkçe öğrenenlere Türkçenin özellikleriyle ilgili söylenenlerden biri de yazıldığı gibi okunan bir dil olduğudur. Ünlü zengini dillerden biri olan Türkçenin büyük ölçüde fonetik bir dil olduğunu ve bu durumun sözcüklerin yazımı ve okunuşunu kolaylaştırdığını söylemek mümkündür.
Türkçede yazım ve okunuş ile ilgili güçlük çekilen durum en çok “ğ” harfinin kullanımında karşımıza çıkmaktadır. Bunun dışında harflerin sesleri öğrenen birinin okuma ve yazmada zorluk çektiği pek görülmemektedir; çünkü Türkçede bir ses yazıda tek bir harfle gösterilir ve bir harfin okunuşunda da bir ses çıkarılır.
Türkçe için her ne kadar yazıldığı gibi okunan bir dil demek mümkün olsa da yazıldığı gibi konuşulan bir dil demek doğru olmaz. Bu durum özellikle gelecek zaman kullanımında belirgin bir biçimde karşımıza çıkar. Günlük yaşamda gelecek zamanla çekimlenmiş fiillerin yazıldığı gibi söylenmesi pek mümkün değildir. Öyle ki gelecek zamanla çekimlenmiş fiiller yazıldığı gibi sesletildiğinde ortaya doğal olmayan bir söyleyiş çıkmaktadır. Örneğin“söyleyeceğim, yapmayacağız, almayacak mısın?” biçiminde yazılan sözcüklerin günlük dilde söyleniş biçimi “söyliycem, yapmıycaz, almıycak mısın?” biçimindedir. Yazıldığı gibi okunması ya da sesletilmesi en çok resmi metinlerde söz konusu olabilir. Bu nedenle gelecek zaman yapılarını öğrenirken ya da öğretirken iletişimi kolaylaştırması bakımından mümkün olduğunca dinleme alıştırmalarından faydalanmak gerekir.
Türk Kahvesi
Türk kahvesini çok seven Türkler için kahveyle ilgili bazı alışkanlıklar söz konusudur. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
-Türk kahvesi oldukça serttir, o yüzden açken içilmez. Kahvaltı bölümünde de bahsettiğimiz gibi Türkler sabah kalkar kalkmaz kahve içmezler, çay içerler. Kahveyi kahvaltıdan sonra içmeyi tercih ederler.
– Çok fazla çay tüketen Türkler aynı miktarda kahve içmezler. Günde en fazla 2-3 fincan kahve içerler.
– Türk kahvesinin şeker durumu ‘sade’, ‘orta şekerli’ ya da ‘şekerli’ olarak kişiye göre değişir.
– Türk kahvesi küçük fincanlarda ve yanında su ile ikram edilir. Kahveyle birlikte küçük tatlılar da ikram edilir. Özellikle lokum bunlar arasında en yaygın olanıdır.
– Kısık ateşte ve yavaş yavaş pişirilen Türk kahvesinin köpüklü olması makbuldur. Miktar olarak az olmasına rağmen hızlı içilmez.
– Hızlı içilmememesinin bir nedeni de kahvenin sohbet için bir bahane sebebi olmasıdır. Türkler kahveyi yalnız içmek yerine birileriyle sohbet ederek içmeyi tercih ederler.
Fala İnanma Falsız da Kalma
Türk kahvesinin bir özelliği de fal için kullanılan bir araç olmasıdır. Fal baktırmak isteyen kişi kahvesini içtiken sonra fincanın tabağını üstüne kapatıp fincanı ters çevirir ve fincan soğuyana kadar bekler. Videoda da izlediğiniz gibi fala bakacak kişi fincanı açar ve fincanda kahvenin oluşturduğu şekillere bakarak gelecekle ilgili yorumlar yapar. Kahve fallarında bazı klişe benzetmeler (kuş = haber, yılan = düşman, dağ = engel vb.) olmakla birlikte fal bakan herkesin yorumu kendine özgüdür. Fala bakan kişi hem kahve fincanının içindeki hem de tabağındaki şekilleri yorumlar ve genellikle falın sonunda fal baktıran kişiden dilek tutmasını ister. Bu dileğin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği de falın sonunda söyler.
Fal bakan profesyonel kişilere “falcı” denir; ancak Türkler arasında fal bakanların hepsi profesyonel değildir. Sezgilerinin güçlü olduğuna inanan birçok kişi fal bakabilir. Bu kişiler çevreleri tarafından tanındığı için kahve içildiğinde bu kişilerden fal bakmaları rica edilir.
Kahve dışında fal için kullanılan başka araç ve yöntemler (su, el, kum, vb.) olsa da Türkiye’de fallar arasında en geleneksel olanı kahve falıdır.
Falda anlatılanlara inanıp inanmamak tabii ki kişiye göre değişir. Bazıları sadece eğlenmek için fal baktırırken bazıları da inanarak baktırır.
Ancak Türkiye’de inansın ya da inanmasın pekçok kişinin fal baktırmaktan hoşlandığını söyleyebiliriz. Türkçede “Fala inanma, falsız da kalma.” sözü bu durumu ortaya koymaktadır.
Bakalım bizim falcımızın söyledikleri ileriki bölümlerde gerçekleşecek mi?
Ayşin Önder
Her hakkı saklıdır.
Yazının bir kısmı ya da tamamı kaynak gösterilmeden kopyalanamaz.
Leave A Comment