İlk blog yazımı kültürel ve iletişimsel becerilerinin dil öğrenimindeki yeri konusuna bakış açımı iletmek için yazıyorum. Sonraki yazılar yayınlanan bölümlerin içeriğiyle ilgilli olacak.
Dil ve Kültür
Dil, kültürün en önemli unsuru ve taşıyıcısıdır. Toplumlarda kültür aktarımı dil aracılığıyla gerçekleşir. Dil ait olduğu toplumun değerlerini, yaşam biçimini, geleneklerini kısacası kültüre ait olan her şeyi içinde barındırır. Bu gerçekten hareketle dil öğretiminde kültürel unsurların göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünüyorum.
Öğrencinin dil öğrenmedeki ihtiyaç ve önceliği ve öğreticinin de öğretim yöntemi ve tercihleri bu konuda farklı yaklaşımlar ortaya çıkarabilir; ancak deneyimlerim bana kültürel farkındalık kazanan öğrencilerin, dili daha içselleştirerek öğrendiklerini göstermiştir.
Her öğretmen kendi ihtiyacına göre kaynak üretir. Ben Türkiye’de Türkçe öğretmeme rağmen böyle bir kaynak yaratma ihtiyacı duyduysam yurt dışında Türkçe öğretmeye ve öğrenmeye çalışanların bu tür kaynaklara daha çok ihtiyacı olabileceğini tahmin ediyorum.
Neden iletişimsel dil?
Yabancılara Türkçe öğretmeye başladığım ilk yıllarda öğrencilerimden biri
“Hocam sokaktaki insanlar sizin öğrettiğiniz Türkçeyi kullanmıyor; mesela
ben Türk arkadaşlarıma ‘Nasılsın?’ diyorum, onlar bana ‘N’aber?’ diyorlar.” demişti. O zaman bu konu üzerinde düşünüp öğrencinin haklı olduğuna karar verdim; çünkü arkadaşlarıyla iletişim kurarken o da onlar gibi konuşmak istiyordu. O dersten sonra günlük dile ait kalıp ifade ve sözcükleri derslerime daha fazla eklemeye başladım. Sadece “ya!” ünlemli ifadelerinin Türkçede kaç farklı duygu için kullanıldığını öğretmek ve örneklemek bile bir dersimi aldı.
Klasik dil öğretiminde öncelikle dilbilgisel kurallar öğretilir ve öğrencilerden bu kurallara uygun tümceler oluşturması beklenir ki bu normaldir. Ancak bir dilin sadece dilbilgisel yapılarını öğrenen bir birey doğal konuşucularla sözlü iletişime geçtiğinde öğrendiği dilin iletişim kurmada çok da yeterli olmadığı gerçeğiyle karşılaşır ki bu da çok sık yaşanan bir durumdur.
Tabii ki dilbilgisel yapılar öğrenilmeli; ancak dilin var olma nedeninin “iletişim”
olduğunu düşünürsek dil öğrenmede iletişimsel dil beceriler kazanmanın önemini göz ardı edemeyiz.
Ayşin Önder
Tüm hakları saklıdır.
Yazının bir kısmı ya da tamamı kaynak gösterilmeden kopyalanamaz.
Leave A Comment